Geçen haftadaki sayfa görünümleri

Sayfalar

18 Ağu 2009

Rüya...


Ben çıplak, ağaç siyah ve çıplak ,sevgili çıplak ...
Ağaç korkutuyor beni...
O kadar büyük ki o kadar yalnız ve dökülmüş...
İki yanında öYlece duran iki insan ..
İçim üşüyor .
Ağaç benim eserim ,benim günahım.
Koca kara biR ağaç ...
Yerde yaprak yok yer siyah ve kuru siyah.
Ağaç korkuyorum..
AşağIYa yuvarlanıyorum dizlerim kan ve diken...
Birkaç yaprak buluyorum
Mutluyum yukarı çıkıyorum.
Takıyorum dallarına gidip sevgiliye sarılıyorum...
Yapraklar uçuyor ağaç büyüyor...
Sevgilim soğuk ve çıplak.. .
Yapma! Diyorum bak bana ! İzin verme!
Ağaç büyüyor biz ölüyoruz yapma !
Elimi çekiyor karışığım ben,bırak beni!
Zaman girsin ve silsin seni.
Başım göğsünde, O küçük deniz kabuğu...
Hissiz kafamı kaldırıyorum
Kendinden çekip aşağıya iniyor...
O çekip ve itiş !
O ses O an...
Ağaca dayanıyorum kötülüğüm,günahım!
Kalkıyorum küfürler yağdırıyorum,tekmeliyorum.
Bedenime ağaç kabukları batıyor
Battıkça daha sert,kan aktıkça daha kuvvetli..
Vurdukça bağırıyorum boşluğa bana neden bunu yaptın!
Neden inanmadın bana !
Rahat bırak beni !
Artık beyaz değilim kırmızıya dönüyorum...
Yere eğiliyorum toprak anaya!
Kucağına ayaklarımı sokuyorum,
Ağacın köküne iniyorum
Kanlarım damlıyor köklere , akıttıkça ağaç küçülüyor.
O küçüldükçe ben gülüyorum
Kan balcığının içinde ayaklarımı sallıyorum...

İstemsiz Beden Hareketleri


        Alzheimer hastası gibi devamlı bir yerlerin hareket halinde .Kafanı kaşımayı bırakırsan ,olmayan tırnaklarınla yüzünü tırmalarsın ,kollarınla istemsiz bedenine vurursun,dişlerini sıkarsın,dişini bedenine geçirirsin..Bedenini yormak istersin sabahtan-akşama kadar koşturursun Onu ama yorulmamıştır işte.Beynin hakimiyetini yitirmesi ...Kalbinin bedenine ve Sana hükmetmesi!Oturamazsın!Kalksan olmaz ,5 dakika otursan, bağırma isteği duyarsın,sessizce bağırırsın boğazın acımaya dek..Nefes alman o kadar güç ki pencereyi açsan kendini dışarı atsan da geçmez Kesik kesik acı duyarak alırsın .Konsantrasyon ise sormayın! 2 dakika odaklanamazsın deli gibi bir şeyler yapıp bırakıp durursun.Paranoya düşüncelerin -Şu an Beni siliyor evet her dakika daha hızlı ya da birileriyle mi görüşüyor ki?Evet evet Beni yıkmaya çalışıyor?Belki de beni anlatıp eskisine,eskisi onu teselli ediyor?Kapı çalar belki odur?:) Tabi ki O değil salak :(!...- Yalnız uyumak ,yanında olmamak .Ahhhhhh!Yardımcı olmuyor hiç bir bok!İç huzurum yok,dengem gidik ,uyumak istemiyorum ve uyanmak ve işe gitmek.İşe gidip 6'yı beklemek !İşe gitmedin diye patrondan azar işitmek_kahretsin!- ama umrunda olmaması!Bedenin de bir yara var sanmak her noktasına bakmak ama bir şey bulamamak!
      Zaman zaman bekle! Zaman !Hiperaktivitine baş eğ, git, gel,yat ,ye ,kalk dolan...

İç Ulan İç!


   Mutfaktan bardaklar alınır.İçerde Müzeyyen Abla yüreğinin teline dokunur.Gelinir masaya bakılır şalgam,buz ,rakı evet ve tabi ki yoğurt tamam .Eeeeyt  Beee! Dost da karşında İç Ulan İç! denir .İç de unut ulan kendini, bu dünya saçmalığını.Başta güzel olunur sora kendine dönülür şarkı da dediği gibi... Dökülür laflar,gece saatler geçtikçe laflar azalır.Ulan yalnızlık gelir be! İstersen Dünyayla seviş o an fark etmez gelir, anandan seninle çıktığı gibi! -Unuttun mu lan beni! -Ben kanınım her yolu dene, ben hep olucam der ,sırıtır sana.İçer bir yudum , şalgamını da meze yapar şarkı söyler güler ,kalkar iki oynar ...
     Sabah olunur İç Ulan İç! diyen ses Kalk Ulan Kalk! Dünya ister emeğini ,sömürsün Kalk Ulan Kalk !Kalkarsın,bakarsın Senden önce giyinmiş dürzü yalnızlık! !

Timari ve Şermin

   Şermin; boynunda sarı pembe fularlı.. Kırmızı pabuçlarıyla Timari'nin göz bebeği Şermin ...Kolera sokağına ait olmayan tek şey.Kirletemez bembeyaz boynunu  bu sokak..Aslında Timari de ait değil. buraya. Bazı insanlar vardır ya dünyaya inatla kulağını tıkayan aslında bilerek görmezden gelen öyledir biraz.Timari her gün Şermin'nini bir gelin gibi hazırlar ve yola çıkar.Şermin konuşamaz ,bakışıyla anlatır herşeyi Timari anlar Onu ..Timari'yi es geçmeyin Şermin'e olan sevgisi olmasa güzelliğini dile getiremeyiz. Adı neden Timari dir  bilir misiniz?Atını tımar eden Timari, yuları apak Şermin..  Hergün Şermini'ni sever, tarar ,bir pembe bir de sarı fular bağlar kulaklarının gerisine..Kolerada  gün  döner geceye sokağın delikanları ortalıkta -ama beş para etmezler-re Kolera'nın yeni reisi Tilki göz koyar Şermin'e yeltenir Şermin'e , bağırır Timari  çaresizce  bana dokun!İlk defa sesini duyarız. Şerefsiz !!Adamsan bana dokun ! Kimse kulak vermez Ona yumar gözlerini, bakamaz .Önce Şermini ve sonra ahırı alır ve ateşe verir Tilki.Timari alevlerin arasından Şermin'ine uzanır fular hala boynunda ucunda al bir ateş. .Sokak ateş yumağı, ateş konuşur ,çağırır ve susar .Sokağın dünya adamları bugünden sonra şarap gecelerinde son yudumu içmezler,ateşe verirler Şermini ve Timari'nin anısına....
                                                                                      Timari ve Şermine .....

Kadının Erkeğine Sözleri


      Belki de hiç söylemedim sana.Bu yazdığımı her an aklımdan yazıyorum ;bir ayrılık şarkısında, güzel anlar yaşarken birlikte...
   Biz dediğimiz şeyin kolay olmadığını biliyoruz.Yaşanması gerekenler yaşanır ve yaşanacak acı dolu ya da mutlulukla sarmalanıp...Derdin ya kaybetmek korkusuyla sevilmez; evet sevgilim doğrudur, bununla sevemezsin ama öyle anlar olur ki, kaybetmek dediğin;sadece Onun gitmesidir.Sende Onu o yapan herşey Seninle..
      Bazen yanına uzandığımda uzaklara düşmek zorunda kalacağımız yakın bir gelecek  iken,gözlerimden sana doğru akar dingin güzel hüzünler... Gideceksin  birgün...Şuan yanımdayım ve bunu bilmek yeterli..
        Sana söylemek isediğim  senin de yapacağın şeyler var bu hayatta..Yapmak istediklerini yap,gitmek istediğin  uzaklara git ve gör , denemek istediğin o heyecanları yaşa, yanında ve belki uzağında bunları yaptığını ,gözlerinde ki o mutluluğu görmek ya da uzaktan duymak benim kaderim...Çok şeyleri yapacağına ve çok insanı hayatına dahil ederek  mutlu edeceğine inanıyorum,inancımı boşa çıkarma sakın!Sakın kendinden şüphe duyma insanların onaylamadığı ama senin doğru dediklerinin peşinde ol her zaman.Onlar doğrun ,onlar Sensin.Yapmadığını, kendine bu kötülüğü yaptığını görürsem karşında beni bulacaksın ve iyi bil ki bu sevimli bir ayna olmayacak..
   Belki de bir kadının erkeğine sözlerine daima sev beni, yanımda dur olmalıydı..Güzel şeyler bunlar her kadın ister bunu.. Ama içi boş bir bencillik barındırır  istekler... Bildiğim tek şey sevgin benim sevgim, bana aitsin.Bu duyguyu sen yarattın ve içimde tanıyarak seni geliştirdim,devam ediyor benle...Yaşadığım her duyguyu biliyorum ,bilerek yaşamak seni.Sevdiğin kim diye sorsalar seni işaret ederim sessizce...Her zaman yanında olacağım...

13 Ağu 2009

Ashes And Snow



Bu anda bana gelirsen,
dakikaların saat olur,
saatlerin gün,
ve günlerin bir ömür olur.



Fillerin Prensesine...
Tam bir yıl önce kayboldum.
O gün bir mektup aldım.
Beni fillerle yaşamımın başladığı yere
geri çağırıyordu.
Lütfen aramızda bir yıldır süren
sessizlik için beni bağışla.
Bu mektup sessizliği kırdı.
Sana yazacağım 365 mektubun ilki.
herbir sessizlik günü için bir tane.
Asla bu mektuplardaki kendimden
fazlası olmayacağım.
Bunlar benim kuş yolu haritalarım.
ve bunlar doğru olacağını
bildiklerimin hepsi.
Herşeyi hatırlayacaksın.
Herşey öncesi gibi olacak.
Zamanın başlangıçında,
gökyüzü uçan fillerle doluydu.
Her gece gökyüzünde aynı yere yatıyorlardı.
Ve bir gözleri açık hayal kuruyorlardı.
Eğer gece yukarıdaki
yıldızlara bakarsanız...
bir gözleri açık uyuyan fillerin
ışıldayan gözlerini görürsünüz.
En iyisi bizi izlemeye devam edin.
Evim yandığından beri
ayı daha net görüyorum.
içime düşen tüm cennetlere bakıyorum
Ellerimle tuttuğum cennetler gördüm,
fakat bıraktım.
Tutamadığım sözler gördüm.
Azaltamadığım acılar...
İyileştiremediğim yaralar...
Dökemediğim gözyaşları...
Kederlenemediğim ölümler gördüm.
Karşılık veremediğim dualar...
Açmadığım kapılar...
Kapatmadığım kapılar...
ve yaşamadığım hayaller...
Kabul edemediğim,
bana sunulanların hepsini gördüm.
Arzu ettiğim,
fakat asla almadığım mektuplar gördüm.
Olabileceklerin tümünü gördüm,
fakat asla olmayacak...
Hortumunu yukarı kaldırmış bir fil
yıldızlara bir mektuptur.
Balinanın suda sıçraması
denizin dibinden bir mektuptur.
Bu imgeler hayallerime bir mektuptur.
Bu mektuplar sana olan mektuplarımdır.
Kalbim pencereleri yıllardır açılmamış
eski bir ev gibidir.
Fakat şimdi pencerelerin
açıldığını duyuyorum.
Turnaların Himalayaların
eriyen karlarının üstünde...
yüzdüğünü hatırlıyorum.
Deniz ayısının kuyruğunda uyumak...
Sakallı fokların şarkısı...
Zebranın havlaması...
Kumun çıtırdamaları...
Karakulakların kulakları...
Fillerin egemenliği...
Balinaların suda sıçraması...
ve boğa antilopunun silueti...
meerkat'in ayak parmağının
kıvrımını hatırlıyorum.
Gange nehrinde yüzmek...
Nil'de gemi yolculuğu...
Hatshepsut kolidorlarında dolaşmayı ve
birçok kadının yüzünü hatırlıyorum.
Sonsuz denizler ve binlerce mil nehirler...
Babalar ile çocuklar hatırlıyorum...
ve tadı...hatırlıyorum...
ve şeftalinin kabuğunu soymayı...
Herşeyi hatırlıyorum.
Fakat geride bırakılanları
hiç hatırlamıyorum.
rüyalarını hatırla...
hatırla...
Savanna fillerini daha uzun izledikçe,
daha fazla dinledikçe,
daha fazla açtıkça,...
bana kim olduğumu hatırlatıyorlar.
Koruyucu filler, doğa orkestrasının
tüm müzisyenleri ile birlikte...
çalışma isteğimi duyabilir mi?
Filin gözlerinden görmek istiyorum.
Adımları olmayan dansa katılmak istiyorum.
Dansın kendisi olmak istiyorum.
Eğer daha yakına gelir veya
daha uzağa gidersen söyleyemem.
Yüzüne baktığımda bulduğum
huzuru özlüyorum.
Eğer şimdi yüzün bana dönerse,
kaybolduğunu sandığım yüzü
tekrar bulmam belki daha kolay olur.
kendimin.
Tüy ateşe
ateş kana
kan kemiğe
kemik iliğe
ilik küllere
küller kara
Balinalar şarkı söylemiyor,
çünkü bir cevapları var.
Şarkı söylüyorlar,
çünkü bir şarkıları var.
Ne önemlidir,
sayfada yazılı olan değil,
Önemli olan,
gönülde ne yazılı olduğudur.
Haydi mektupları yak
ve küllerini kara ser.
Nehrin kenarında,
bahar geldiğinde ve kar eridiğinde
ve nehir yükseldiğinde kıyısına geri dön.
ve kapalı gözlerinle
mektuplarımı tekrar oku.
Bırak kelimeler ve imgeler vücudunu
dalgalar gibi yıkasın.
Ellerinle kulaklarını kapa
ve mektupları tekrar oku.
Cennet müziklerini dinle.
sayfa, sonraki sayfa, sonraki sayfa...
Kuşun yolundan uç.
Uç...
Uç...
Uç...